Duyguda, Düşüncede ve Davranışta ‘Sevgi’ Kavramı

Sevildiğinizi nasıl anlarsınız?

Pozitif Psikoterapi, insan doğasının iki temel kapasitesinden birinin bilme diğerinin ise sevme olduğu görüşünü savunur.

Doğuştan hatta anne karnında sevme süreci oluşur. Her birey sevgiyi bir şekilde bilir. Ama herkesin bildiği sevgi aynı mıdır? Herkes aynı şeyleri sevmez, herkes aynı şekilde de sevmez. Her insanın sevgiyi verme şekli farklı olduğu kadar alma şekli de muhakkak farklı olmuştur.

Aslında evrensel bir şey gibi görünen sevgi bir o kadarda öznel bir durumdur. Duygu gibi görünen sevgi bir o kadar da bilişsel bir durumdur. Sevgi duyguda, düşüncede ve davranışta farklı farklı tezahür edilebilir ve her alanda ayrı ayrı değerlendirilir.

Farklı kültürlerde, farklı yörelerde hatta farklı ailelerde sevgi birbirinden farklıdır. Sevdikleri yemeklerden tutunda sevdikleri müziklere kadar, insanı sevme biçimlerine kadar farklılıklar ortaya çıkabilir. Genel anlamda ilk sevgiyi anne ve babasından gören çocuk, daha sonra yakın çevresinden ve kültüründen sevgiyi öğrenmeye devam eder.

Üzerine birçok sözler söylenmiş, şarkılar yapılmış, filmler çekilmiş, kitaplar yazılmış bir konu olsa da aslında sevgiyi tanımlamak çok da kolay değildir. Hayatımızda birçok şeyi etkileyebilecek olan sevgi kavramı birçok olaydan da etkilenir. Ne diyor Müslüm Gürses “Herkesten bir anı saklar bu yollar, herkesin acısı sevgisi kadar.” Sevgi acıdan da etkilenir, tatlıdan da, üzüntüler de sevgiyi etkiler mutluluklar da.

En başta dediğimiz gibi doğuştan sevme kapasitesiyle doğmuş olsak bile bir anlamda da sevgi, öğrenilen bir şey değil midir? Öğrenilen bir şey ise sevgi hiç sevgi görmemiş veya öğrenememiş birey sevmeyi bilmez mi? Tabi bu soruların cevapları derin ve kişiden kişiye bu da değişim göstermekte. Ancak belki şunu diyebiliriz ki, sevgi herkeste bir şekilde olan ama farklı farklı olan bir şey.

Böyle düşündüğümüzde sevgi birçok şekilde ortaya konabilir. Bazıları bakarak sever, bazıları dokunarak, bazıları koruyarak sever, bazıları imkan sunarak sever, bazıları öğreterek sever, bazıları sevgisini öperek gösterir, bazıları ise dinleyerek, bazıları için anlamaktır sevmek, bazıları da ben içimden seviyorum der.

Aslında insan sevgiyi nasıl gördüyse sevgiyi o şekilde gösterme eğiliminde olur. Ya da nasıl göremediyse sevgiyi ve nasıl görmek istiyorsa, karşısındakine de o şekilde gösterme eğiliminde olur.

Hemen hemen birçok şeyin alışveriş nesnesi haline geldiği günümüzde, sevginin satıldığı bir yer var mı? Sevgi de alış veriş nesnesi haline geldi mi? Sadece sevmek mümkün mü? Yada sadece sevmek ne demek? Mesela karşılıksız, almadan sevmeden sevme deyince herkes bazı örnekler verebilir. Doğayı sevmek, ağacı sevmek, hayvanı sevmek vs. evet doğayı sever insan, yeşillik, ağaç, çiçek, böcek der ama her doğa olayını da sevmez. Evet deniz de bir doğa olayıdır sel de. O zaman bakınca genel anlamda bize iyi geleni, tehlikesiz olanı ve genelde de bir alabildiğimizi seviyoruz. Bir annenin çocuğunu çocuğu olduğu için sevmesi, bir çocuğun annesini sadece bakım verdiği için değil annesi olduğu için sevmesi, bir öğrencinin öğretmenini iyi ders anlattığı için ve ona bir şey öğrettiği için sevmesi ya da bir yöneticinin işini tatmin edici olduğu için sevmesi hiç de anormal değil. Kankaların birbirleriyle iyi anlaştıkları için birbirlerini sevmeleri hatta birinin sizi sevdiğini düşündüğünüz için onu sevmeniz de oldukça anlaşılır bir durum.

İnsan bir şeyler alır, bir şeyler verir, bir şeyler görür ve öyle sevebilir. Ya da kendi içinde tamamen karşılıksız bir sevgi durumu da olabilir. Bunların hepsi mümkün. Ancak ‘almak’ kelimesinin oldukça değer kazandığı günümüzde sürekli olarak bir şey almak veya vermekle sevgi tatmini sağlamak bazı sorunlara yol açabilir. Sevginin de metalaşma yolunda olduğu günümüzde, maalesef insanlar hep bir şey alarak ya da vererek sevgi almaya çalışabiliyor. Dolayısıyla ilişkilerde de sürekli beklenti hali oluşabiliyor. Hal böyle olunca sevgi bir duygu, bir düşünce olmaktan çıkıp, alış veriş nesnesi halini alıyor.

Çocuklarına sürekli oyuncak alarak mutlu etmeye ve sevdiğini göstermeye çalışan ebeveynler, eşine ya da sevgilisine çiçek, pırlanta veya saat gibi nesneler alarak sevgisini göstermeye çalışan bireyler, arkadaşına bir şeyler ısmarlayarak sevgisini göstermeye çalışan veya gruba girmeye çalışan gençler.

Bu durum karşıdan da aynısını beklemeye yol açıyor. Böyle öğrendik, böyle gördük, o zaman biz de böyle yaparız ve böyle isteriz diye düşünüyor insan. Kısır döngü başlıyor. Doğru sevgi ortamı oluşmadığında çocuklar ailelerinden artık sürekli bir şey bekleyebiliyorlar. Onu al anne, bunu al baba, arkadaşımın annesi almış sen beni sevmiyor musun? Gibi cümleler sıklıkla duyulabiliyor. Ve sonucunda belki mecburen de olsa al ver durumu devam ediyor.

Aslında alma gerekiyor gibi düşünen çocuk veya yetişkin bir yerde de vermem gerekiyor diye de düşünmeye başlıyor. Bana bir şey alındığında ben sevildiğimi hissediyorum, ben de onlara sevildiklerini bir şeyler alarak ve onlara vererek göstermeliyim. Bu bazen satın alınabilir bir nesne olabilse de bazen de onların istediği gibi bir birey olmaya çalışmak sevgi vericiliği olabiliyor. Anne babanın gözüne girmek için başarılı olmak, arkadaş ortamında kabul edilmek için onların tarzını ortaya koymak vs. gibi. Bu da birçok problemi peşinde getiriyor.

Belki de yaşanan problemlerin kaynağını incelerken nasıl sevdiğimize ve nasıl sevildiğimize bakmamız gerekiyor. Sevgi alınan, verilen, görülen bir şey midir? Yoksa sadece hissetmek midir?

Bizler de gerçek sevgiyi hissetmek için, gerçekten sevmek ve gerçekten sevilmek için sevgiyi zihnimizde nasıl anlamlandırdığımızı düşünmeliyiz. Sevgiyi nasıl algılıyoruz ve nasıl uyguluyoruz. Çevremizden nasıl sevgi bekliyoruz. Bunun sonucunda sevgi gerçek anlamına ulaşabilir.

Samsun Psikolog, Psikolojik Danışman ve Psikoterapist hizmetleri için Samsun Psikolojik Destek projesi kapsamında çalışmalarımızı inceleyebilir, bunun yanı sıra ilçeler düzeyinde Atakum Psikolog, Atakum Psikoterapist ve Bafra Psikolog, Bafra Psikoterapist arayışında olan danışanlar Mimar Sinan mahallesinde Atakum Psikoloji ofisimizi, Tabakhane mahallesinde Bafra Psikoloji adreslerimizi ziyaret edebilirler.

Bilgi Almak ve Randevu İçin Arayınız: 05399277232

ADEM TATAR PSİKOTERAPİST